18 Aralık 2013 Çarşamba

SİZ HİÇ KAPLUMBAĞA GİBİ MUTLU OLDUNUZ MU?

Aşkın tarifi olmadığı gibi, mutluluğun da tarifi yapılamadı sanırım şimdiye kadar. Herkese göre farklı değil midir mutlu olmak yada mutlu olamamak. Kimisi hiç bilmez mutlu olmayı, kimisi de pencereyi açıp güzel bir nefes alır ve mutlu olur. Gönül ister ki bu kadar kolay olabilsin mutlu olmak, ama çoğu zaman mümkün olmuyor bu.
Mutlu olmak ve mutlu edebilmek için yaşamıyor muyuz? Ben bazen mutluluğumu kaplumbağaya benzetiyorum. Yavaş adımlarla bütün doğayı seyrederek yürürken, dışarıdan gelen etkilere karşı sert kabuğu ile birden kaybolan, içinde ne yaşadığını sadece kendi bilen kaplumbağaya benzetiyorum. Hiç onların şirin gözlerine ve patilerine baktınız mı?

Ellerimi ayaklarımı açıp dışarıda öylece, deli gibi dolaşmak isterim bazen. Bazen de içime çekileyim kimse beni görmesin isterim. Kahvemi alıp pencereden insanları izleyeyim. Kitabımdan okuduğum bir paragrafta kendime ait bir his bulup düşüneyim. İzlediğim bir film karesinde, o da benim gibi hissetmiş, diyebileyim. Geçmişe ait bir şeyler hatırladığımda yüzüme istemsiz bir gülümseme yayıldığını fark edeyim.
Bir cümle, bir resim, bir fotoğraf, bir gülümseme, bir tat, bir heyecan….Mutluluğun tarifi için birçok şey sıralanabilir.

Siz mutluluğunuzu neye benzetiyorsunuz?

2 yorum:

  1. Tarifini yapamadığım duygulardan biri mutluluk!
    Bazen en küçük şeylerden bile mutlu olup, dinlediğim bir parçada bile kendime gelebilirken, bazen hiçbirşey mutlu etmeye yetmiyor beni.Bir boşlukta hissettiğim de oluyor kendimi.İşte o zamanlarda yazında bahsettiğin gibi kendi kabuğuma çekilmek istiyorum.Bazen de uzun yürüyüşler canlandırıyor yüreğimi.
    Ama yine de birşeye benzetecek olsaydım; dondurma gibi birşey sanırım mutluluk, hemen tüketmek istersin tadına varmak için, hızlı yersen de çabucak biter.
    Peki sen neye benzetiyorsun mutluluğu (kağlumbağa haricinde) ?

    YanıtlaSil
  2. yazınızı okurken akıma geldi...sokakta pamuk şeker yemeye benzettim bir an mutlu olmayı. hem çok istersin hem sokakta yemeye çekinirsin biraz komik olurmuyum diye. Ama yemeye başlayınca hemen tadını alırsın, yüzüne bulaşır hemen gülüverirsin. En güzeli belki de kendini çocuk gibi hissedersin. Mutluluğu yaşamayı en iyi başaran çocuklar değil mi?

    YanıtlaSil