O sırada annesi içeri girdi. Kızına baktı,
bardağın parçalarına bakamadı bile. Şaşkın ve tedirgin kapının önünde durdu.
Kızı hiç böyle yapmazdı ki, çok endişelendi.
-İyi misin
kızım ? N’oldu böyle, dedi ve kızına yaklaştı.
-Yok
bir şey,sadece biraz sinirlendim, diyerek koşarak odasına gitti kapıyı kapattı.
-Dur,
aç kapıyı konuşalım
-Hayır
anne yalnız kalmak istiyorum, dedi kendini yatağa attı.
Annesi kırık camları toplarken, o ağlamaya
başlamıştı bile batteniyenin altında. Bu kez uyumanın da mümkün olmayacağını
biliyordu. Öteki kendi yüzünden olmuştu her şey. Onunla baş edebilmeyi öğrenseydi
bir sorun kalmayacaktı. Ama onun sözlerini duymaktan, onun fikirlerini
düşünmekten kaçamıyordu.
Herkesin var mı acaba, öteki kavgacı kendi
diye düşündü. Yoksa sadece o mu yeniliyordu öteki kendine bilemedi. Şimdi nerdeydi,
bardak kırıkları üzerine gelmişmiydi, onunla uğraşmaktan vazgeçermiydi, diye
birçok soru geldi aklına, cevabını bilmediği. Şuan odada olamaz en azından diye
düşündü. Battaniyeyi açıp baksamıydı ordamı diye. Yok kesinlikle görünmemeliydi
kimseye, gözyaşları dışarı akmasın, aklındaki düşünceler havaya karışmasın diye
hiç hareket etmedi.
O gün Barış’a nasıl rezil olmuştu. Tekrar o
anaları yaşamak istemiyordu, hatırlamak istemiyordu. Ama aklından içinden de
kovamıyordu. Neden kötü hatıralar kolay gitmiyordu, mutlu anlar ise köpük gibi
sönüyordu.
Defterini atmıştı çoktan, öteki kendi
bulamasın diye yakmıştı. Okula giderken o gün yine defterini çantasına
koymuştu, yanından ayırmak istemiyordu. Barış ile ilgili içinde olanları
defterine yazıyordu. Kimseye anlatamıyordu. Tam okulun kapısından girerken
Barış’ı gördü. Yanından öylece geçmek isterken, o yanına gelip, ondan dünkü
ders notlarını istedi. Zaten ders notu dışında konuştukları bir şey yoktu. Tabi
diyerek çantasını açtı, notları çıkarmaya çalıştı. O sırada nasıl olduysa,
defteri aradan fırlayıp yere düştü. O eğilip alamadan Barış ‘burda mı notlar’
diye almıştı defteri. Ne diyeceğini şaşırmıştı. ‘ Hayır, onlar değil’ derken o
ilk sayfayı açmıştı bile. Yer yarılsaydı içine girseydim diye düşündü. Hızla
defteri çekti elinden ancak kocaman kendi adının yazdığı sayfayı görmüştü bile
Barış.
Koşarak oradan uzaklaştı, arkasına bile
bakmadan, onun tepkisini görmeden. Okulu dersi düşünmedi bile. Sokağın sonuna
geldiğinde, arkasında ayak sesi duydu, durdu baktı. Öteki kendi koşarak onu
takip ediyordu. ‘Gelme bırak beni’ dedi. Ama onunla birlikte koşmaya devam
etti.
Eve gelince uyumaya, düşünce anestezisi için,
odasına çekildi.